Quantcast
Channel: KAFKAOKUR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 344

Ne Demiş Kafka?

$
0
0
"Evinden dışarı çıkmasan da olur.
Masanda kal ve dinle.
Hatta dinleme bile, yalnız bekle.
Hatta bekleme bile,
taş gibi sessiz ve tek başına ol.
Dünya, maskesini açasın diye,
kendini sana vermeye gelecektir;
başka türlü yapamaz;
sana hay­ran,
önünde iki büklüm olacaktır."
Franz Kafka
Dünyanın olumsuzluğu, onun duraklarından (moment) biridir. Kafka da bu duraklardan biridir. "Çağımın bana pek yakın olan olumsuzluğunu cesaretle taşıyorum ben. Bu olumsuzlukla savaşmaya değil, fa­kat bir dereceye kadar onu göstermeye hakkım var. Zayıf bir olumluluğa da, olumluluk haline dönen aşırı olumsuzluğa da yatkın değilim ben... Bir son ya da bir başlangıcım ben..."1 diyor.

Cahiers'de Kafka ile okuyucusu arasında şu ko­nuşma geçer:

-Bu dünyanın en belirgin özelliği, köhneliği­dir (Caducité), Bu dünyayla savaşacaksam eğer onun bu belirgin özelliğine yani köhneliğine saldırmam ge­rek. Bu hayat içinde yapabilir miyim bunu? Gerçek­ten yapabilir miyim bunu? Hem de yalnız inancın ve umudun silahları ile değil.

-Demek bu dünyayla savaşmak istiyorsun, hem de umutdan ve inançtan daha gerçek silâhlarla? Böyle silahlar şüphesiz var, fakat ancak belli şart­larda tanınabilir ve kullanılabilirler. Önce bu şartla­rın sende olup olmadığını görmek isterim...

-Yoksa bile elde etmeye çalışabilirim belki?

-Şüphesiz. Ama bunda ben yardım edemem sana.

-Mademki öyle, neden beni önce sınamak istiyordun?

-Çünkü sana yoksunu olduğun şeyi değil, bir şeyin yoksulluk olduğunu göstermek istiyorum.2

“Hep anlatılmaz bir şeyi anlatmağa, açıklanamaz bir şeyi açıklamaya çalışıyorum ben...”3

Bu çözülmeyen çelişme, Kafka'nın alın yazısının ve bildirisinin çelişmesidir: “Bu arayış, İnsanlık dışı bir yola çıkıyor... Bu edebiyat sınırlara saldırmaktan başka bir şey değil...”4

Babasının işyerinde toplumsal sömürme ve baskı ilişkilerinin ilk tecrübe­lerini geçirir: "Mağaza, beni ruh hastası etti... Özellikle mağazada çalışanlara karşı tutum demek istiyorum... Sen, memurlarına "ödenmiş düşman" der­din, öyleydiler de zaten, fakat bana öyle gelirdi ki, on­lar senin düşmanın olmadan önce sen onların "öde­yen düşmanı" idin... İşte bu, mağazayı dayanılmaz yaptı benim gözümde; bana senin karşında kendi du­rumunu hatırlatıyordu... Bunun içindir ki, ben de mutlaka mağazada çalışanlardan yana oluyordum."5

İnsana yabancı ve onun dışındaki bu kanun, bu yabancılaşma, yalnızca genelin tikele zıtlığını değil fakat iki toplumsal sınıfın çatışmasını ifade etmekte­dir. Kafka bunu biliyordu. Janouch'a, insanlardan de­ğil düzenin kendisinden doğan kapitalizme özgü ya­bancılaşma mekanizmasını şöyle anlatıyor: "Kapitalizm, içerden dışarıya, dışarıdan içeriye, yukardan aşağıya, aşağıdan yukarıya giden bir bağımlılık siste­midir. Onda her şey basamaklandırılmış, demire vu­rulmuştur. Kapitalizm, dünyanın ve insan ruhunun bir halidir."6

İnsanların uykusu, ödevlerini unuttukları ölçü­de deliksiz olur.

"Kesin olarak ödevlerini kim biliyor? Hiç kimse. İşte bunun içindir ki hepimizin vicdanı kö­tü; çabucak kendi kendimizi uyutarak ondan kaçma­ya çalışıyoruz... Belki de benim uykusuzluklarım kendisine hayatımı borçlu olduğum bu ziyaretçinin korkusundan, başka bir şey değildir... Belki içimdeki büyük ölüm korkusu, bu uykusuzlukların arkasında gizlemiyordur. Belki, uyuduğum sürece beni terk e­den ruhumun bir daha geriye dönmemesinden korku­yorum. Belki uykusuzluk, kuvvetli bir günah bilin­cinden, aniden gelebilecek bir hüküm karşısında du­yulan korkudan başka bir şey değildir. Belki uykusuzluğunun kendisi bir günahtır. Belki doğaya karşı bir başkaldırmadır ... Günah, her türlü hastalığın tohu­mudur. Onun yüzünden ölümlüyüzdür."7

"Yaşamak demek, haya­tın içinde olmak, hayata, onu yarattığım gözle bak­maktır. Dünyaya ancak yaratıldığı yerden iyi bakılabilir."8

Kendi içine çekilmişliğinden ken­dini suçlu hissetmektedir. "Niçin, bizi karşı konulmaz şekilde halk topluluğundan söküp alan şeye doğru değil de, bizi birleştiren şeye dönük kalmamalı... Bugünlerde hep; gittikçe daha çok hayatımı düşünüyo­rum. Baş hatayı arıyorum onda: bütün kötülüklerin kaynağını; ne olduğunu bilmeksizin işlediğim hata­yı."9

İçlerindeki yıkılmış şeyle insanları birleştiren, gerçek insan birliğine, yalnızlık ve terkedilmişlik anın­dan gidilir. "Yıkılmazlık, bir bütündür; her bireyde vardır, aynı zamanda o herkeste ortaktır; insanlar arasındaki bu çözülmez, eşsiz bağ buradan gelir".10 Ama, anlatılmaz bir boşluğun bunaltısında, ora­ya varacak yolun ucu bucağı yoktur, ıpıssızdır.

Bu ıssızlık, peşine düşülen birlikten her an döndürecek gibidir bizi: "Hayat, bizi, nelerden vazge­çirdiğini anlamamıza bile fırsat vermeyen devamlı bir kaçış, bir ayrılıştır."11

Böylece Kafka'da her şey, birbirine karşıt kav­ramlarla yürür: kalabalık ve yalnızlık, inanç ve inkar.

Kafka, Max Brod'a yazdığı bir mektupta, insanın güçsüzlüğü üze­rinde değil, onun ahlaki kaynakları ve olumlu eylem imkanları üzerinde durur. Şöyle yazmaktadır: "Ken­disine, özgü bir şeyler taşıyan ve "Dünyayı olduğu gibi almak gerekir" demeyip, "Dünya nasıl isterse öyle olsun ben, insanların arzusuna uyarak vazgeçemiyeceğim bir özgürlüğü sürdürürüm"12 diyen bir in­san çıktığı ve dünya bu sözleri işittiği andan itiba­ren varlık değişir.

"Bir hedef var fakat yol yok; bizim yol dediği­miz şey, tereddüttür."13

Kafka, bu iç dünyasının kaypaklığından kurtuluşu, sadece sanatçı yaratışta ve mit yaratmada bu­lur.

Edebiyat yaratışı, Kafka'ya, varoluş çatışması­nı aşma imkanını verecek olan yabancılaşmadan kurtulma tekniği midir? İnsani olandan çıkan bir yol ola­cak mıdır bu? Sanat, dini inancın yerini alabilecek midir? Sanatçı, Peygamberce ödevini yerine getirebilecek midir? Kafka, ölüme karşı bu bahse girişti. "Her şeye rağmen, ne pahasına olursa olsun yazaca­ğım. Bu benim hayatta kalma savaşımdır."14

"Umutsuz­luğa düşme, hatta umudunu yitirmediğin şeylerden bile; sen, olanaklarının sonunun geldiğini sanırken bakarsın yeni güçler belirir. Yaşamak denilen şey de budur... Yağmura bırak kendini; bırak yağmurun çelik okları vücudunu delip geçsin... Ve her şeye rağmen orada kal; seni ansızın sonsuz ışığına boğacak olan güneşi dimdik bekle."15

Hazırlayan: Gökhan Demir / Kafka Okur Dergisi, 1. Sayı

1. Journal intime, Grasset s.2Z1
2. Preparatifs ..... .'de «Les huit cahieris in octavo» s. 103
3. Milena'ya Mektuplar, s. 250
4. Journal intime, s.529
5. Préparatifs .. .'de "Lettre au pére," s. 178-9
6. Journal intime, 10 Ekim 1911 "Kurumun hem lehin­de, hem aleyhinde ... bilgiççe bir yazı yazdım…" s. 131
7. Aynı eser, s. 64 ve 137
8. Preparatifs ..... .'te «Cahiers in-octavo" s, 102
9. La Muraille de Chine'de "Reeherches d'un chien" s. 234 ve 249
10. Preparatifs…'de "Méditations 'sur le péché….." ? s. 44-45
11. Journal intime, .Grasset, s. 290
12. JANOUCH, Kafka m'a dit, s. 59
13. Préparatifs….'te (Meditations sur.le péché ..s.39
14. Journal intime, 51 Temmuz. 1914 s. 60
15. Carnets

Viewing all articles
Browse latest Browse all 344

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue