Quantcast
Channel: KAFKAOKUR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 344

Savurgan Oğul’un Dönüşü

$
0
0

Söz konusu kıymetli bir tablo ise sanatsever sadece resmin güzelliği üzerine konuşmakla yetinmez, resmin ne anlatmak istediği üzerine de akıl yormak ister. Rembrandt'ın ünlü tablosu "Savurgan Oğul'un dönüşü" bu anlamda çok özeldir. Üzerine pek çok yorum yapılmıştır ve hatta bu tablodan ilham alınarak yazılmış kitaplar vardır. Bu tabloyu incelemek bir zevktir, üzerinde konuşmak ayrı bir keyiftir.
Tabloya ilk baktığımızda bir sandalyede oturan yaşlı bir adam ve onun önünde diz çökmüş bir erkek görürüz. Erkek başını yana çevirerek yaşlı adamın göğsüne yaslamıştır ve yaşlı adamda iki elini diz çöken erkeğin sırtına koymuştur. Sağ tarafta ayakta duran başka bir erkek ve arka planda da diğer üç figürden daha silik resmedilmiş, biri kadın biri erkek iki kişi görünür. Peki, oğlu Titus'a adadığı bu tabloda Rembrant bize ne anlatmak istemektedir, nedir bu sanat eserinin öyküsü?

Eserin hikayesi şöyle: Aristokrat bir babanın iki oğlu vardır. Küçük olan oğul, evde ailesi ile yaşadığı hayatttan sıkılır ve dış dünyayı merak eder. Henüz babası hayattayken mirasından kendi payına düşeni talep eder ve tüm parasını alarak evden ayrılır. Uzun yıllar dışarda yaşayıp, gezip gördükten ve tüm parasını bitirdikten sonra eve dönmeye karar verir. Bu süre zarfında kendinden yaşça büyük abisi, ailesi ile kalmış ve babası ile birlikte çalısmış, didinmiştir. Eve donüşünde babası tarafından reddedileceğini düşünen küçük oğul büyük bir özlem ve sevgi ile karşılanır. Ünlü ressam Rembrant, işte tam da bu anı resmetmiştir. Eve varır varmaz babasının önünde diz çöken oğul kurallara karşı gelip ailesini terk ettiği için babasından af diler ve babası oğlunu şefkatle kucaklayarak hemen oracıkta affeder. Oğlunun sırtına koyduğu iki elinden biri daha incedir. İnce olan elin anne şefkatini temsil ettiğini görebiliriz. Daha kalın ve güçlü duran diğer el maskülendir ve babayı temsil eder. Sağ tarafta ayakta duran kişinin yaşlı adamın diğer oğlu olduğu açıktır. Diğer oğul, eve dönen kardeşinden yaşça büyüktür, baba figürü ile aynı tarz giyinmiştir ve koyu renkte resmedilmiştir. Arka planda kalan iki kişiden kadın olanın, oğulların annesi olabileceği tahmin edilirken, diğer kişinin evin hizmetlisi olduğu düşünülebilir. Ressam tabloda bu iki figürü daha silik resmettiğinden, esas ihtimamı baba ve iki oğluna gösterdiği ve anlatmak istediği her şeyin bu üçlü ile ilgili olduğu aşikardır. İki elini birbirine kavuşturmuş bir şekilde ayakta duran büyük oğul, durumdan hiç hoşnut görünmemektedir. Babasının koşulsuz affediciliğini onaylamamaktadır. Kendisi kurallara hiç karşı gelmediği halde evden giden kardeşine hemen kucak açılmasını memnuniyetsizlikle karşılar; babasını eleştirir, kardeşini ise affetmeye hazır değildir. Babası ona şöyle der; "oğul sen hep benim yanımdaydın, kardeşin ise bir ölüydü ve yeniden hayata döndü. O kayıptı, bulundu."

Bu muhteşem tabloda affedicilik ve affedememek kavramları ne de güzel resmedilmiştir.

Bizler de büyük resme bakarak birkaç şeyi sorgulayabiliriz. Bu iki yetenekten hangisinin kendi içimizde var olduğuna bakabiliriz. Ya da daha ileriye gidip, hayatımızda cesur adımlar atıp kendi yönümüze gitmenin cesaretine mi, yoksa daima doğruları yapmak ve onaylanmak uğruna gerçek potansiyelimize ulaşamadan, alıştığımız elllerde daha sığ bir hayat sürmenin ataletine mi sahip olup olmadığımızı sorabiliriz. İçimizde hangi oğul var?

Kafka Okur Dergi, Sanat, Sayı 1, 2014
Esra Pulak

Viewing all articles
Browse latest Browse all 344

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue