Yine iki kelime arasından sarkarken bir satır aşağıya, uyumak değil sızmak huzursuzluğun sunduğu.
Kara ellerim, kara kalemim, kara bir girdaba sürükleyip çekmek istiyor beni suyun altına.
Kapılan ellerim, ayaklarım, bedenim…
“Kaybolmak güzel mi?” dedi.
Kaybolmak hep güzeldi.
-Yağmurun sesi suda...-
Tanımadığından değil, her yer aynı olduğundan da kaybolabiliyorsun ya...
“Ne diliyorsun?” dedi bana.
Ben bazı günler soruları sevmiyorum, bazı günler konuşmayı ve bazı günler hiçbirinizi sevmiyorum.
“Tahammül ne çirkin bir kelime değil mi?” diyor...
Sen gölgesi olmayan, hayali olmayan bir ses, hiç durmayan ve hiç susmayan
Kafamın içinde ağlayan ve sürekli dağlayan bir hiç, biliyormuşsun gibi sorma.
Ben gerçekten en çok iki kelime arasında kayboluyorum.
Bir birine temas ettiklerinde oluşan dalgaların girdabında
O zamanlarda biraz inanıyorum, neye olduğu önemli değil.
Biraz umut ederken buluyorum kendimi
Kafam düşmüş kağıdın üzerine, yüzüm gülerken nefes alabiliyorum.
Çünkü raflara dizemediğim pek çok kelime var, uçuşuyorlar dudaklarımın etrafında
Ben istediğimde onlarla seni yaralıyorum.
Seni yaraladığımda en çok kendimi acıtıyorum ve nefes alamıyorum.
Bu ikisi arasında koşarken zaman tutamıyorum.
Orada bir yere ait olamıyorum.
Kafka Okur Dergi, Sayı 1, Anlatı
Merve Özdolap
Merve Özdolap