Lav kusan bir toplum düşünün: Kalbi çatlak, bedeni sönmeye yelken açmış. Rüzgar, her an küllerini almak için hazırlanırken rüyalarına kanmakta olan bir toplum… Kendi içinde hayat kırmızısıyla coşan, halbuki zamanla ölüme akan kırmızıya bulanan bir medeniyet düşünün: Atmosferi soluk benizlerle dolu, duyguları örümcek bağlamış insani robotlarla çevrili bir ütopya…
Çocuk gülüşleri, mutluluğu; çay ve kahve dumanı, huzuru; ağaç evler, sağlığı; dost sırları, sevgiyi aşılarken büyüdük. Ruh ve kalp dinamikleri, tazeyken hürce düşünebilirdik. Nazlı sözlerimizle bir yerlere tırmanırken olgunlaşabilirdik. Mor bir boşlukta dalgalanıp kendimizi bulabilirdik. Belirsiz notalarla şekillenmeliydi hayatlarımız, kayıp ezgiler eşliğinde.

Gölgelerde soluklanan silüetler azaldıkça iş gücü artmaya başladı. Teknoloji adını afişlere verdiğinden beri her bir insana birer kuyruk yapıştı: Yenileşme. Üretim sayısı çoğalmaya başladığında tüketim de onunla birlikte yarışır oldu. Mekanik tozlar boğazımıza yapıştıkça sanalı yudumladık. Terk ettiğimiz güçleri unutup doğaya sırtımızı dönerken gülümsemek, bilinçsizliğimize imzamızı kazımak kadar saçmaydı. Çimlere basmayınız yazısını özlemek kadar aciz hissettiren, yokluk üredi. Bir mum gibi gri, yeşilin üzerine eridi ve hepsini etkisinin altına aldı.
Değişen ortama ayak uyduran duygularımız da arayışa girdi. Kısa süreli basamaklara atlayıp paradoksa sardı. Yeryüzü öyle bir hamle yaptı ki, yer çekimi ile anlaşıp insanoğluna muazzam bir harita sergiledi. Kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmak zor gelmeye başladı ve yakın geçmişte unutup tarihe karıştı hayallerimiz. Gökkuşağı ilk defa tutuştu, pençemizden silkelenip.
Dengeler alt üst olurken korkuyla kilitlenen bedenler, denize atlayıp engin dalgalara vurdu kendini. Gece gibi kucaklayan lacivert, yıldızları öne sürüp tekrar diz çöktürdü insanlığa. Her bir dilek parlaklığını çürüttü. Birkaç dokunuş, denize atılan şişeler gibi başıboş sürüklendi. İliklerine kadar soğuğu hissettiren tatlı havasıyla büyüledi zaman.
Armağan lütfuyla bağlanmış birbirine dizili problemler kümeleşirken kör ebe temalı çağlayanlar aktı tüm yollara. Zincir halkaları paslanmaya yüz tutmuşken atağa geçmek gibi ertelendi tüm yetenekler. Sanayiye yüz boyayıp kendini güzelleştirmek kadar geri sayım aslında. Sayaç bir gün sıfırlandığında elde kalan hiçlikle boğulacak insanlar topluluğu oluştu.
Armağan lütfuyla bağlanmış birbirine dizili problemler kümeleşirken kör ebe temalı çağlayanlar aktı tüm yollara. Zincir halkaları paslanmaya yüz tutmuşken atağa geçmek gibi ertelendi tüm yetenekler. Sanayiye yüz boyayıp kendini güzelleştirmek kadar geri sayım aslında. Sayaç bir gün sıfırlandığında elde kalan hiçlikle boğulacak insanlar topluluğu oluştu.
Kadriye Macit